Kalabalıklar içinde
karakalem çehre çizdim;
Geleceğin siyah
beyaz resminden habersizdim.
Tutkunun
gamzelerine yakutlar dizdim;
Bir taneciğine
yenilecek kadar çaresizdim.
Dalgaların
şekil verdiği gençlik,
Ağzı köpük
içinde kızgın beylik,
Ortaya çıkan
silik ve yorgun benlik.
Ne istediler
senden? Bir adam, dört başı mamur;
Ellerin
ceplerinde yürürken, başında yağmur,
Yakanı hiç
bırakmadı üstüne bulaşan çamur,
Hep senden bir
şey bekleyenlerin elinde hamur...
Aynanın
karşısına geçtiğinde beliren kambur.
Dili olsa da
gecelerin, bir an söylese:
“Hasret kaldın;
kısacık sevda seli sese.”
Biliyorum,
yüreğim; ihtiyacın var ateşkese.