Karnında zehre benzeyen bir şey, adı kuşku;
Ardından gelen sayfalarca "Sen", hadi oku!
Bastırma o yanardağı; gül özünden doku!
Yüreğine oturan kâbus eşliğinde uyku;
Seni arşa çıkaracak kudrettir korku...
"Nerede kalmıştık?" ömür ayracı ile gevşe!
"Ne kaçırdım?" sorusu yaratsa da endişe,
Çıkarma aklından; bunlar sadece klişe.
Aklın dursa yüreğin savaşsın nöbetleşe!
Geceyi giyinmiş ruhun evi sanki kafes;
Bulaşıcıdır sözün gücü, bırakmaz ki heves.
Yeri gelir, keserler müziği; ki o tek nefes.
Kulağının üstüne yat; bekle gelsin o ses...
Susuz kalmış arzular: Dilleri bir karış.
Çevir gözlerini bir tabloya: Orada kaçış.
Ezme kendini; korkuyu anlamaya çalış.
Dinleme o çok bilmişleri; onlar hep yanlış.
Silah gibi kullan korkunu; orada mutlak varış.
Baharın bozduğunu korku yazar.
Duygu bozumunda ise başlar inkâr.